18 Nisan 2024 tarihli ve 32521 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14/03/2024 tarih 2024/77 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile , 07/06/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na 06/12/2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle eklenen 18/A maddesinin (11) numaralı fıkrasının;  “…bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur.” bölümü Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmiştir.

Kanun’un 18/A maddesinin (11) numaralı fıkrası ise aynen şöyledir:

“(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.”

İptali istenen kanun hükmü için dava dilekçesinde, arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği durumlarda taraflardan birinin, uyuşmazlığın mahkeme huzurunda görülmesini talep edebileceği ve bu durumda, taraflardan biri arabuluculuk çağrısına katılmayarak uzlaşma yolunu zımnen reddedebileceği ifade edilmiştir. Ancak, bu kişilerin uyuşmazlık sonunda haklı çıksalar bile tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaları şeklinde bir sınırlamanın getirildiği ve bu durumun Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğu öne sürülmüştür.

Haklılık durumu gözetilerek uygulanabilecek istisnalar veya belirli bir üst sınır öngörülmeden, yargılamada tamamen haklı çıkan bir tarafın özel durumu göz ardı edilerek, ilk toplantıya mazeretsiz katılmayan tarafın tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ve vekâlet ücretinin tamamından yoksun bırakılması, kişilere aşırı bir yük getirdiği ve adalet dengesini bozduğu sonucuna varılmıştır. Böyle bir zorunluluğun öngörülmesi her ne kadar arabuluculuk kurumunun işlerliğinin sağlanması açısından toplumsal bir ihtiyaca cevap verse dahi bu durum, kamu yararı ile mülkiyet hakkı ve mahkemeye erişim hakkı arasındaki adil dengeyi bozduğu için orantısız bir sınırlama olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle, ilgili kuralların Anayasa’nın 13., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğu ve iptal edilmeleri gerektiği sonucuna varılmıştır.

Netice olarak; 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na 6/12/2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle eklenen 18/A maddesinin (11) numaralı fıkrasının, birinci cümlesinin “bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur.” bölümü ile ikinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALLERİNE, iptal hükümlerinin Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince kararın Resmî Gazete ’de yayımlanmasından başlayarak DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE oybirliğiyle karar verilmiştir.

İlgili kararın detayına buradan ulaşabilirsiniz.