Bilindiği üzere 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nunda (Kanun ya da Arabuluculuk Kanunu) arabuluculuk sürecine başvurunun Kanunda belirtilen hallerde dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk ve tarafların iradelerine bırakılmış olan  seçimlik (ihtiyari) arabuluculuk olmak üzere iki hali mevcuttur. İhtiyarı ya da dava şartı arabuluculuk sürecinin sonucunda ise taraflar arasında imzalanan anlaşma veyahut anlaşamama tutanağının her iki durumda da hukuki olarak belirli sonuçları vardır.

Arabuluculuk Kanunu’nun 18. maddesinin beşinci fıkrasında;

‘’ Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.’’ ifadesi yer almaktadır.

Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın 05.03.2021 tarihli görüşünde de bu kanun maddesine atıfta bulunulmuş; ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri sonunda tarafların anlaşarak, anlaşma belgesi düzenlenmesi durumunda, ihtiyari arabuluculuk görüşmesine konu edilen söz konusu uyuşmazlıkla ilgili dava açılamayacağı gibi dava şartı arabuluculuk başvurusunda da bulunulamayacağı belirtilmiştir.

Bu uyuşmazlığın dava şartı arabuluculuk başvurusuna konu edilmesi durumunda ise daha önce yapılmış bir anlaşmanın varlığı gerekçe gösterilerek, dosyanın  sehven kayıt şeklinde kapatılmasına karar verileceği eklenmiştir.

İlgili Arabuluculuk Daire Başkanlığı görüşüne buradan ulaşabilirsiniz.